bilinç - nesne
Nesnenin
bize kendini açmadığı ya da bizim göremediğimiz sayısız yan vardır. İnsan
bilincinin zaafı anın içinde nesnenin yalnız bir yanını ele alabilmesidir.
Bilinç zamanı tesis ettiği için nesnenin o anki tezahürü üzerinden nesneyi
bilebileceğini sanır. O an içinde tezahürünü duyumsadığı nesne, farklı bir anda
farklı şekilde zuhur edecektir. Daha önce bir tezahürü üzerinden bilgisini elde
ettiğini sandığımız nesne, şimdi tamamen farklı bir şeye dönüşecektir ve
öncesinde elde ettiğimiz bilginin hiçbir hükmü kalmayacaktır.
Zamanın
akışıyla birlikte hiçbir anın tekrarlanmayacağı olgusuyla, nesnenin sayısız
yanı birebir örtüşür. Pragmatik olarak bir nesneyi, maddeye, o maddeyi de
formüle indirgeyebilirsiniz. Her defasında o nesneyi daha öncesinde
kodladığınız şekilde baktığınızda herhangi bir değişimin olmadığını ya da
değişimin sadece fiziksel açıdan gerçekleştiğini iddia edebilirsiniz. Ancak
nesnedeki çeşitli görünüşlerin tek nedeni fiziksel değildir. Aynı anda aynı
nesnenin farklı açılardan sayısız görünüşü vardır. Latincedeki “concipio” fiili
bahsetmek istediğim düşünceyi özetliyor. Bu fiil, “con” (bütün) eki ile “capio”
(almak, ele almak) fiilinin birleşmesinden oluşur. Bu fiilin anlamını bir
nesneyi bütünüyle, bütün açılarından ele almak, ele geçirmek olarak
anlayabiliriz. İşte, bir nesnenin bütün açılardan ele alınabilmesi insan
bilincini aşan bir şeydir çünkü insan bilinci kendi tesis ettiği zamanı
durduramaz. Durduğu anda nesnenin fotoğrafını çekebileceği yön, tek bir yön ile
sınırlıdır. Bu açıdan “concipio” fiili tasarlamak diye de karşılanabilir. Sonuç
olarak, tasarlanabilecek tek şey nesnenin farklı açılardan sayısız görünüşü
olduğudur, ancak bu tümlüğe insan bilinci tek tek görünüşleri bir araya
getirerek ulaşamaz.
Parçaların
toplamı hiçbir zaman bütün etmez. Bütünün kendisi ya başka bir bütünün (bütünün
bütününün) parçası olacaktır ya da bu bütünün sınırı yalnızca bu sınırı aşmak
ya da sınırın içine doğru hareket edebilmek için vardır (bu sınır bütünün
hareketiyle birlikte her defasında yeniden belirlenir).Bu bütün hiçbir zaman
stabil değildir, her zaman ya kendini aşar ya da içeri doğru hareket eder. Tüm
bilişsel faaliyetler kodlanıp bir var olana yüklense de, bu var olan bir
bilince sahip olamaz. Bilinç, tüm faaliyetlerinden daha fazladır ve bir şey değildir.
Kendi üzerine düşündüğü an, kendiliği parçalanır, asla kendine erişemez,
kendine eriştiğine sandığı an, eriştiği şey kendinden başka bir şeydir. O
yüzden bilinç asla şeyleşemez. Tüm bilişsel faaliyetlerin kodlandığı varlık ise
bu kusura hiçbir zaman sahip olamaz çünkü bu kusurlu durumun kodu yazılamaz.
Bilinç kendine yaklaşmaya çalıştığında, aynı zamanda kendinden uzaklaşır.
Yorumlar
Yorum Gönder