Boşluk - Persona
BOŞLUK
Varlık düşünülemez. Düşünülebilmenin tek imkanı
hiçliktir. Formu ne olursa olsun her türlü düşünce eyleminin
başlangıcında, hiçlik bulunur. Düşünmek, bir şimşek gibi aniden çakar
zihnimizde. Hiçlikten bir hareket gelir, varlığa dönüşmeye çalışır ama hiç durmaz
ve yakalanamaz. Bu yüzden, düşünce hiçbir zaman varlığa dönüşemez. Varlık,
sadece temaşa edilir (hazır değilsek, kör eder) çünkü o bize dışarıdan hazır
verilir. Tıpkı bir ceset gibidir ve biz onu temaşa ederiz. Onun hakkında
düşünmeye başladığımızda ise düşündüğümüz şeyin kaynağı yine bizdedir, yani
hiçliktedir. Hiçliğin kaynağı düşüncedir ya da düşüncenin kaynağı hiçliktir.
Düşüncenin üstünde, düşünceye aşkın bir düşünceye erişmek; hiçliği var edecek
güce sahip olmak demektir. Düşüncenin kendisini yakalayabilseydik, düşüncenin
içindeki düşünce olmayan kısmı düşünebilseydik; düşünceyi de temaşa edebilirdik
ya da varlığı gerçekten anlamda düşünebilirdik
__________________________________________________________________________________________
PERSONA
Üst üste eklemlenmiş kaç kat persona'mız var acaba? Bu
maskelerin sayısı önemli mi gerçekten? Bu maskelerin arkasında sürekli devinen
bir çark var. En öndeki maskeyi kaldırdığımda "işte bu benim! artık
olduğum gibiyim!" sanrısı içine düşüyorum. Yine de bu çok uzun sürmüyor
çünkü çark dönmeye devam ediyor. Hakikat dediğim tekrar kurguya dönüşüyor,
sahici dediğim sahteleşiyor ya da sahicileşiyor, emin değilim. Bu devinen
dünyada, hiç durmayan bilincime zerk edilen en korkunç zehir hakikat arayışının
kendisi.
Yorumlar
Yorum Gönder